Tarih boyunca ulusal bir dilde özgün bilimsel yapıtların üretilebilmesinin ön koşulu, her zaman, başka dillerdeki özgün kaynakların eksiksiz ve herkes tarafından anlaşılır bir biçimde ulusal dile aktarılması olmuştur. İçinde yer aldığımız geçmişteki coğrafyada yakın ilişki içinde bulunan Eski Çin, Hint, ve Yunan biliminin önemli yapıtları, önce Arapça’ya ve daha sonra da Arap ve Türk İslam biliminin yapıtları Latince’ye çevrilerek son iki bin yıla damgasını vuran Orta Doğu’daki ve Avrupa’daki iki büyük aydınlanma çağının alt yapısı oluşturuldu. Bu alt yapının oluşması geçmişte bir kaç yüzyıllık süreç gerektirirken, şimdi yeni ve sürekli bir aydınlanma çağının alt yapısını oluşturmak, böyle bir amaca yönelecek uluslar için bilişim çağının sağladığı olanaklarla bir kaç yıla sığdırılabilir duruma gelmiştir. Bunun için tek gereken, yabancı bir dilde yazılı yapıtlardaki bilgiye “toplumsal“ erişim yolu olarak, toplumun tümünü yabancı dil öğrenmeye zorlamak yerine, kendi alanlarında uzlmanlaşmış bireylerini bilinçli bir biçimde bu amaç doğrultusunda yönlendirmeyi ve özendirmeyi ulusal bir devlet siyaseti olarak benimsemektir. Tarih, birinci yolu seçen toplumların bu süreç sonunda kendi ana dillerini de yitirerek nasıl yok olduklarının örnekleriyle doludur.
Bu konuda ulusal bir devlet siyasetinin bulunmadığı yerlerde, ne yazık ki, yabancı dil bilgisini böyle bir amaç doğrultusunda kullanmak yerine, ticari amaçla kullanmak, geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygındır. Bu eğilimin doğal sonucu olarak, sözde telif kesmece-yapıştırmacalar bir yana, bir dilden diğerine çevrilen yapıtların pek azı bilimsel nitelikte ve bilimsel nitelikte olanların içinde de özgün temel kaynak niteliğinde olanlar çok azdır. Özellikle matematik ve fen alanlarında, öncelikle uzun yıllar canlı kalmış ve büyük katkı niteliği taşıyan özgün kaynakların ulusal dile kazandırılması, söz konusu dilde de çağdaş düşünce ve kavramları içsel anlamlarıyla ifade edilebilir konuma getirir ve bu yolla diğer alanlara zincirleme yansıyan tetikleyici bir etki oluşturur.
Şimdi okumakta olduğunuz bu küçük ama önemli yapıt, böyle bir düşünceyle seçildi ve Türkçe’ye aktarıldı. Dr.Abraham Wald’ın, 1941 Şubatı’nda, Notre Dame Evrenkenti’nde dört oturumda verdiği “İstatistiksel Çıkarım İlkeleri Üzerine“ başlıklı dersin notları, istatistik kuramına ilişkin kendisinden önceki bilgileri özetleyen ve kendisinden sonrakilere de bir yol haritası sunan, matematiksel istatistik alanında son derece önemli bir köşe taşıdır. Bu yapıt, üzerinden 70 yılı aşkın süre geçmesine karşılık değerini korumakta ve özgün basımı, değerinin farkında olanlar tarafından açık erişim ortamında İngilizce bilenlerin yararlanımına sunulmaktadır. Bu kısa yapıtta yer alan istatistik kuramının temel kavramlarına ilişkin tanımlar, istatistik ana bilim dalında öğrenim gören birisinin sahip olması gereken lisans düzeyindeki bilgilerin ışığında kolayca kavrayabileceği ve bugün de geçerli olan tanımlardır. İstatistik kuramına bir kuş bakışı olan bu yapıt okunduktan sonra, matematiksel istatistik alanındaki güncel kaynakların daha kolay okunabileceği beklenir.
Yalnızca yabancı bir dildeki kaynak kitaplardan edinilen bilgiler, söz konusu yabancı dili bilmeyen ya da aynı kaynaktan yararlanamayanlara aktarılırken, bu konuda çaba harcamaktan kaçınarak, önemli terimlerin ve kavramların yabancı dilde yazıldığı ve okunduğu biçimde kullanılmasının, düşünmeye katkı anlamında, yararından çok zararı olacağı düşüncesiyle, yapıt Türkçe’ye aktarılırken, kavramların içsel anlamını tam verecek Türkçe sözcüklerin seçimine büyük özen gösterildi. Bu bağlamda, Türkçe istatistik kitaplarında yaygın olarak kullanılmakta olan ve İngilizce okunduğu gibi yazılan bir kaç terim için yeni sözcükler önerildi. Yaygın kullanıma olan alışkanlıklarından ötürü, bu yeni Türkçe sözcüklerin hangi kavramlara karşılık olarak kullanıldığını ilk bakışta sezemeyecekler için, çoğunlukla yapıldığı gibi İngilizce karşılıkları metin içinde değil, yapıtın sonunda verildi.
Yapıtın özgün baskısı, daktilo ile yazılmış bir ders notu niteliğindedir. Türkçe baskısına, yalnızca bu önsöz, Abraham Wald’ın kısa bir yaşam öyküsü, Jerzy Neyman’ın bir değerlendirmesi, içindekiler, simgelem, kavram dizini, ve henüz yaygın kullanımı olmayan ve metin içinde koyu yazılan bir kaç sözcüğün İngilizce karşılıklarının yer aldığı küçük bir sözlük eklendi.
Bu yapıtı Türkçe’ye aktarırken kendi adıma ondan çok şey öğrendim. Bu yapıtı veren Dr.Abraham Wald’a ve özgün baskısını elektronik ortamda açık erişime açanlara teşekkür borçluyum. Türkçe baskısını okuyanların da aynı duyguları paylaştığını duyarsam, yabancı dil bilgimi doğru yerde ve yararlı bir amaç için kullandığımı anlayacağım ve bu bana büyük bir mutluluk verecek